Ülkeye atom bombası atılsa
veya ülke işgal edilse üzülmeyip aksine sevinecek geniş bir kitle varmış. Yok
canım daha neler!
Tabi ki ülke işgal edilse, yönetimi değişse, başa zalim biri gelse
sevinecekler var. Tabi ki bunu can-ı gönülden isteyen bir kitle var. Çünkü onlar yalvar
yakar Batı’dan kendilerini koruyacak birini istiyor. Bir sıkıntı olduğunda
onlara şikâyet ediyor, onların Türkiye üzerine yaptıkları eleştirileri takdir
edip ülkesinde paylaşıyor, onların yaşam tarzının kendi ülkeleri için en iyisi
olduğuna iman ediyor, büyük/küçük tüm hatalarını görmezden gelerek onları
allayıp pulluyorlar. Devletin en gizli
bilgilerini dünya ile paylaşan herkesi kendilerinin kurtarıcısı olarak görüyor,
devlet düşmanı örgütlere alenen destek olmakta hiçbir ihanet imgesi bulamıyor,
hatta canlı bombalara taziyeye gidiyorlar. (Son zamanlarda bu tarz meselelerin
bu kadar normal olması, artık olayın tamamen patolojik olduğunu gözler önüne
seriyor.)
Amaç ne? Bir zamanlar büyük
bir aşk ile sahiplendikleri büyük devletin, alışık olmadıkları ve hiç
hoşlanmadıkları yeni yönetimini; Batı’nın önüne serme, iç ve dış kaynakları dahil
tüm sınırlarını peşkeş çekme pahasına devirmek. Yeni gelecek sistemde
demokratik düzenmiş, ifade ve basın kısıtlamasıymış, hırsızlık ve
eşitsizlikmiş, diktatörlükmüş, yerüstü/yeraltı kaynakların tamamının hibe
edilmesiymiş… hiç önemi yok! Bugün
yaşamakta olan Kemalist, Solcu, Sosyalist, modernlik zırvacısı, terörist
vs. zihniyetin istediği tek şey;
kendilerinin her türlü fikir ve yaşam hürriyetine sahip çıkan, İslami hareketi
de akamete uğratan “herhangi” bir sistem.
Türkiye sınırları içinde aktif
olan son liberal Atilla Yayla, devir henüz Laik rejimin yönetimindeyken bir
televizyon programında toplumu çağdaşlaştırma adına İslami hareketi bastırmak
isteyen zihniyete karşı şöyle bir cümle kuruyor: "Sizin savunduğunuz değerler, çağdaşlık adına toplumun bir
kesimine tepeden inme belli değerleri zorla benimsetme değerleridir."
Sonra da bugün yaşadığımız ve 10 senedir var olan siyasi sıkıntıların neden
gerçekleştiğini haber veren bir önermede bulunuyor: "Siz zannediyorsunuz ki; kamu otoritesi hep sizin kontrolünüzde
kalacak ve dolayısıyla bu böyle gidecek. Tersinden düşünelim lütfen; kamu
otoritesi başka bir gücün eline geçti, sizin değerlerinize ters bir gücün eline
geçti. Ne yapacaksınız? Nasıl savunacaksınız kendinizi?"
Şimdi ki devir, Laik Demokrat
Kemalist devri değil ve bu devir biraz uzun sürdüğü için, hatta bir ölüm
gelmedikçe çok daha uzun süreceğini bildikleri için oldukça korkuyorlar.
Dolayısıyla beslendikleri zihniyet olan Batı’dan, kendilerini bu yobaz ve
baskıcı(!) devletten kurtarmaları için yardım istiyorlar (Bu tam olarak
Kurtuluş Savaşı’nda işgalcileri desteklemek gibi). Tabi eğer ülkede gerçekten
bir işgal olursa onlara dokunulmaz. Tarih tekerrürden ibarettir. Çanakkale
Savaşı, Cumhuriyet ve Medeni Kanunu’nun ilanı, halifeliğin kaldırılmasından
sonra da böyle olmadı mı? Batılı gayri İslami yaşamı destekleyenler muhafaza
edildi, İslami fikir ve yaşam hürriyetinde ısrarcı olanlar asıldı.
Örnek verelim: "Halkın desteğini arkasına almış
sanatçılar" ifadesindeki halk da, sanatçılar da sadece Atatürkçü
düşünce ürünüdür. Bu ifadedeki tuhaf olan şey ise içinde bulunan
"halk" ve "sanatçı"nın, ülkedeki geniş toplumun kültürü ve
diniyle bağının büyük oranda kopmuş olmasıdır. Diğer bir deyişle; mezkûr zümrenin, toplum bünyesinde barınan
dini hassasiyetlerden ziyade Batı kültürünü modernite kisvesiyle
benimsemesidir.
Yazıya mesaj içerikli bir
sonuç eklemek isterdim ancak “arife tarif
gerekmez” derler. Bir de geornalist adlı siteden “Recep Tayyip Erdoğan giderse gerginlik biter mi?” sorusuna net bir
cevap veren paragraf paylaşayım: “Türkiye’deki
toplumsal gerilim Recep Tayyip Erdoğan’ın gitmesiyle değil, İslami hassasiyete
sahip kitlelerin siyasetten, ticaretten ve gündelik hayattan çekilmesiyle,
1990’lar öncesi sınırlarına geri dönmesiyle olur. O da artık olmayacağına göre
Recep Tayyip Erdoğan gitse/devrilse bile en fazla 1 yıl içinde birileri
gerilmeye devam edecek.”
Yine her ihtimale karşı
söyleyeyim, yanlış anlaşılmasın: Yazdıklarım Ak Parti Hükûmeti’yle ilgili
değil, tamamen İslami hareketle alakalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder